Prof. Dr. TECER: BOYA YÜZDE 4 AZALDI, SICAKLIK 3 CİCİ ARTTI
Trakya’da kurak mevsim nedeniyle baraj ve nehirlerdeki su oranları önceki yıllara göre önemli ölçüde azaldı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Şiddetli bir afetin ardından maalesef bir başka doğal afet olan kuraklık ile karşı karşıya kaldık.”
TRAKYA BARAJLARININ YÜKLEME ORANI GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 16 AZALDI
Türkiye kış mevsiminin kurak geçmesi nedeniyle kuraklık yaşıyor. Kuraklığın hissedildiği bölgelerden biri olan Trakya’da baraj ve nehirlerdeki su seviyeleri son yıllarda önemli ölçüde azaldı. Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde DSİ’ye bağlı 14 barajın doluluk oranları geçen yıla göre yüzde 16 azaldı. Barajların ortasında Edirne’nin içme suyunun sağlandığı Süloğlu Barajı’nda yüzde 25, Altınyazı Barajı’nda yüzde 42, Kırklareli Barajı’nda yüzde 42, Kayalıköy Barajı’nda yüzde 36, Tekirdağ’da Naipköy Barajı’nda yüzde 18, Bursa’da yüzde 18 Türkmeneli Barajı Yüzde 23’lük düşüş dikkat çekiciydi.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) internet sitesinde yer alan verilere göre, Kırklareli’nin Vize ilçesinin sonunda yer alan Kazandere, Pabuçdere ve Istrancalar’da geçen yıl eylül ayında yüzde 50 olan doluluk oranları açıklandı. ve İstanbul’un su ihtiyacını Trakya’dan karşılayarak yüksek bir düzeye ulaşmıştır. oran düştü. Kazandere’de doluluk oranı yüzde 3,42’ye, Pabuçdere’de yüzde 7,43’e, Istrancalar’da ise yüzde 38,17’ye geriledi. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan 10 barajın doluluk oranı yüzde 35,30’a geriledi.
MERİÇ VE TUNCA NEHRİNDE AKIŞLAR DÜŞTÜ
Edirne’de mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve yağışların az olması akarsuları da etkiledi. Kentin can damarı olan Tunca ve Meriç Nehirlerinde geçen yılın aynı ayına göre debilerde düşüş yaşandı. Geçen yıl Meriç Nehri’nde 266 metreküp/saniye olan debi, 84 metreküp/saniye’ye, Tunca Nehri’nde 17 metreküp/saniyeden 7 metreküp/saniyeye geriledi.
‘ŞİDDETLİ KURAKLIK GÖRÜLÜYOR’
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Türkiye’nin son dönemde deprem felaketiyle uğraşırken bir doğal afetle daha karşı karşıya kaldığını söyledi. Tecer, “Ülke son dönemde şiddetli bir deprem felaketi ile boğuşurken maalesef bir başka doğal afet olan kuraklıkla karşı karşıyayız. Barajlardaki şu anki doluluk oranları 35 civarında. Bölgemizdeki iki barajda da Pabuçdere, Kazandere. ve Istrancalar’da yüzde 7 civarında, 32 civarında. Ancak ülkemizdeki kuraklık endeksine baktığımızda Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı son verilere göre son 3 aylık, 6 aylık bazda baktığımızda 9 aylık ve 12 aylık kuraklık indeksleri ile son dönemlerde kuraklığın fazla olduğu bölgelerde artış görülmektedir. Son 3 ayın kuraklık indekslerinin Marmara Bölgesi’nin tamamında görüldüğünü bildiriyor. Bu da tarımsal ve diğer kuraklıkları beraberinde getiriyor” dedi.
‘YÜZDE 4 AZALDI, SICAKLIK ARTTI’
Profesör Doktor. Ülke genelinde kuraklığın nedenlerine baktıklarında yağış ve sıcaklıklarda bazı anormallikler gördüklerini belirten Tecer, “Yağışların özellikle 2022 yağışlarında Türkiye ortalamasının altında olduğunu görüyoruz. Yüzde 4 civarında bir azalma var. Marmara Bölgesi’nde bu oran 2-3’e düşmüş ama bunun sonucunda bu bölge ve uzun yıllardır ortalamanın altında yağış alan tüm Türkiye.Kuraklığın sebeplerinden biri de sıcaklık ve sıcaklık değişimidir. Türkiye’de ay ortalaması 2.9 derece iken geçen ocak ayında bu rakam 5.3 dereceye çıktı Marmara Bölgesi’nde durum biraz daha dramatik.Marmara’da uzun yıllar ortalama sıcaklık 5.1 iken , Ocak ayında söylüyorum bu sene Ocak 8.6 dereceye çıktı aşağı yukarı 2-3 derece anne geliyor.Buna bağlı olarak sıcaklıkların artması ve yağışların olması mevsim normallerinin altında olması tabii ki kuraklığı ve barajlarımızdaki doluluk oranlarının düşmesini de beraberinde getiriyor” dedi.
‘EKONOMİK BİR YAŞAM MODELİNE GEÇMEMİZ GEREKİYOR’
“Bu bir doğal afet, iklim değişikliğine bağlı gelişen bir süreç, bizim alakamız yok ama zararlarından korunmamız lazım, önlem almamız lazım” diyen Tecer, ” içme ve kullanma suyumuzu, tarımsal sulamada kaybettiğimiz suyu ve yırtıcı sulamada kaybettiğimiz suyu daha ekonomik formüllerle verimli kullanmak.” “Bireysel olarak tükettiğimiz suyu, değerini daha az bilerek, tasarruf ederek ve bir yaşam modeli benimseyerek kullanmalıyız. Bu konuda kişisel çabaların tek başına yeterli olacağını söylemek mümkün değil. Ülke olarak, İlgili kurum ve kuruluşlar, bu kuraklığın etkisini ortadan kaldırabilecek suları kullanmamız gerekiyor.” Kaynaklarımızı aktif olarak kullanabileceğimiz politikaların üretilmesi, uygulanması, yönetilmesi ve denetlenmesi gerekiyor” dedi.